Kim bilir benden önce ne kadarı

otobüs camlarına dayadı başını

derin düşünceler eşliğinde.

Hayallerini camlara yapıştırdı

saçlarının yağı nezaretinde.


Kaç hayal kuruldu,

kaç kez başlar o cama vuruldu,

bilmem kaç milyon düşünce

ve kaç milyar kanadı kırık düş,

Bu camlarda can buldu.


Biri, ellerini tutmuştu belki

olmayan sevgilisinin,

rahmi meyve veremeyecek biri,

çocuğuna sarılmıştı belli ki.

Doğduğu günden mülteci kişi,

bir vatan edinmişti,

tırnağına kıyamayan kimse,

bazılarına kibrit suyu döküp, toptan ateşe vermişti.

Ve kaç kişi,

ölümüne beş kalmış hastasına sarılışları tahayyül edip,

Yaşamasına dualar etmişti.


Ayrılmaya meyilli; ama cesaretsiz yüzlerce kişi,

bir yol kenarı benzinliğinde arabaların alacağını alarak,

yoluna ayrılmasını seyretmişti -bir araba kadar olamamaya hayıflanarak-


Nice kadın,

nice kız,

-kız; ne erkeksi bir söylem, kadından farkı neyse!-

nice erkek

hayaller arasından geçerek,

soğuk otobüs camlarına baş koymuştur benden önce,

Kim bilir...


Yolcu uğurlamanın meslek olması ve getirisini,

bulutların dağlara bir kabus gibi çökmesini,

toprakların suyu asırlarca teşne kalmışçasına çekmesini,

ayrıksı yaban otlarının tüm düzene karşı,

soyluca endam etmesini,

-Direnmesi demiyorum dikkat ederseniz,

direnmek onu "ayrılıkçı" yapar çünkü(!)

oysa "ayrıksı" daha masum-

"Kendine iyi bak"ların hinterlandı

"kalsan, gitmesen"

ya da bazen "nasıl olacağın umurumda değil, ama laf olsun diye söylüyorum" minvalinde iç sesini,

Cama başını yaslayınca düşünmüştür

-mübalağa ederek söyleyeyim-

Belki on yüz bin milyon kişi...


Artık,

ne zaman başımı cama yaslasam bir otobüste;

başını o cama yaslayanın ne düşündüğünü düşünürüm, benden önce.

Aklım; yeryüzüne düşen yağmur damlaları,

her fikir ayrı bir yere intikal halinde.

Böyle sağanak düşüncelere gark olurum cama temas ettiğimde,

yol bitsin diyedir belki de bunları düşünmem, bilemem.

Yılmaz Abi'nin de dediği gibi:

"Otobüs olurum bir ülkeden bir iç ülkeye

Yanağım otobüs camının garantisinde..."

Ben de otobüs olurum;

bir düşünceden, başka bir düşünceye.

Veda edene kadar hayallere;

lüks de olsa hep metruk kalan

ve daima öyle kalacak olan

otobüs terminallerinde...




*Bir otobüs yolculuğu esnasında mısralara dökülmüştür.