"İyilik içten gelir. İyilik bir seçimdir. Bir insan seçemezse insanlıktan çıkar." Anthony Burgess, kitabına ilişkin olarak "Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum." ifadesini kullanmıştır. Okuması güzel, okurken düşünmesi ise çok zor.
📍Alex ve "Kardeşlerim!" diye hitap ettiği arkadaşlarının insanlara uyguladığı şiddete odaklanır. Özellikle geceleri iyiliğin ve saflığın sembolü olan beyaz renkteki kıyafetlerini giyerek beyazın tam zıttı olan siyah karanlık eylemlerde bulunan çete; kadın-erkek, yaşlı-genç dinlemeden insanlara saldırmakta, onların çevrelerine zarar vermeyi kendilerine amaç edinmekte ve vandalizm örnekleri sergileyerek yaptıkları kötülüklerden zevk almaktadırlar.
📍Alex kendisini çetenin lideri olarak görür ve arkadaşları bu durumdan rahatsız olur. Paçasını her zaman polisten kurtarabilen Alex, kardeşlerinin onu ele vermesiyle bir kadını öldürdüğü için yakalanır ve 14 yıla mahkum edilir. Burada da iktidar mücadelesi dikkat çeker. Alex, çete liderliğini kaybetmenin korkusuyla arkadaşlarına şiddet uygular. Alex'in kendini lider olarak görmesine katlanamayan arkadaşları da onu ele verir.
📍Alex serbest kalınca geçmişte zarar verdiği insanlarla karşılaşır ve hepsinden şiddet görür.
📍Alex'in içindeki nefret ve şiddet duygularının ötesinde onun da bir şeyleri sevebildiğini gösteren belki de tek şey Beethoven sevgisidir...
Mutlaka okunmalı! Yasakların distopyası.