Ak bahçeler gibi dinlemekti
Kestane kışına örtülen özlemin
Radyo sesi gibi kumlu gelişini
Zaman ayarlı fıskiyelerden saçılan mevsim
Hadım etti kendini
Karınca yuvası gözenekleri
Tahlil etti mucit, gözlükleri kalın
O an kayalıklarda
Meltem fırtınaya meyletti
Ve gösteriş meraklısı günbatımlarına
Getirdi kaçak izleyicilerini
Orada yahut burada
Ağaçlar konuşuyorsa
Ve deniz çakıl taşı tükürüyorsa ayaklarına
Islak bıkmışlığını unut
Üzümü zamanında toplar gibi
Ve doğumundan önce sabahın
Kediler ve sarhoşların hükmündeki sokağın
Aksak huzurunu yücelt avuçlarında
Çünkü yıldızlı mağaralarda kış uykuları
Kadehten şişeye tümevarımların
Kabusunu görür geceleyin
Prometeus emanet etti o hecelerce kızıl ateşi
Olimpiyat koşucusu en önde
Düşündü ki mucidin gözlükleri
Gösterir miydi Grek senatosundan
Donuk mavi gökyüzüne fırlayan
Tirşe mücadeleyi
Ki onlar panayırda yolculuk
Yüzlerdeki maskeydi
Balık tezgahından pileli eteklerin dansı
Soytarıların taklası
Ve kavgasıydı demircilerin
Taştan kaleler sarsılınca
Elmayı ısırdığında bir çocuk
Boyun bükmesiydi uzun boylu leyleğin
Halkın şehirler kurarcasına
Bir çoğalıp bir yok oluşuna
Ve dağıldılar bezelye gibi
O çocuk sonrasında soytarı değil ama
Öykücüsü oldu yaşlarının
Tarihte, otuzundan sonra
Sinan Kurşun
2022-06-28T14:38:48+03:00Sağolunuz!
Hilmi Bedrioğlu
2022-06-28T12:37:49+03:00Şahane...
Sinan Kurşun
2022-06-28T08:29:49+03:00Çok teşekkürler!.
Tutku Silahtar
2022-06-28T04:30:54+03:00Çok iyi şiir. 👏
Kendine Şair
2022-06-27T23:50:19+03:00Kalemine sağlık. "Kırkından Sonrasını" bekliyoruz :)