Bir boşluğun ağırlığı
Bir gözyaşı sıcaklığı
Bir dünya ağrısı.
Geçici sözlerin ardından, kısık bir sesin yankısıyla
Sen.
İlk yalnız kaldığımda kendime bir ayna almıştım
Bugün o aynayı kırdım
Yalnızlığım kim bilir kaç parçaya ayrıldı, arttı. Bilmiyorum.
Bilmiyorum, sorulacak tüm soruların cevabıdır.
Sen, yalnızlığını ayna ile gideren
Bugün bir pencerenin taşlarla örüldüğünü gördüm
Kurumuş bir gül'ün siyah renge büründüğünü
Ruhun, yeşeren tüm dallarının bundandığını
Kuşların yerini yadırgadığını gördüm.
Gördüm. Öyle bildim. İnandım.
Ruhumun, bedenimin üstünde eski bir hırka gibi durmasını kabullendim.
Hırka cepsiz ve ellerim üşüyor.
Bir solukluk nefesim kaldı.
Sûr'a mı üflesem üşüyen ellerine mi?
Anla beni, seni kendimden tanıdım.