Kırık kalplerin arasındaki gölgeyim ben. Uçurumdan aşağıya sarkan renklerim. Bir dağ yarattım doğrularımdan, arkasına sığındım. Sonra bir kaç cümle geldi, sığındığım o dağı yerle bir etti. Kimine göre sadece bir sarsıntı olsa da bazı cümleler insanları bitirebilir. Bazı cümleler yaraya tuz basmak gibidir.

Bulutlar diyorum, onlar bile gri. Ne siyah ne de beyaz arada kalmış bir bedevi gibi. Belki de arafın rengi bu. Kim bile bilir aynada ki yansımanın yarın aynı kalacağını. Ancak kendini tanıyan biri bilebilir ve ben kaybolmuş olsam da pembe bulutlar görmek istiyorum artık. Toz pembe, pamuk şekere benzeyen bulutlar. Gökyüzünde bir salıncak kurmak istiyorum. Yıktıkları için tatmin olan o insanların aksine, ben yıkık dökük o parçalarla ben yeni bir dünya inşa edebilirim kendime.


Kaybolduğumuz bir şehre gidelim ve her yere evimiz diyebilelim. Biz her koşulda fevkalade olalım. Yağmurun altında dans edelim. Sadece müziği duyalım, çığlıklar sussun, herkes sussun. Sadece içimizdeki melodi konuşsun. Kopan fırtınalarla kopalım yine de limana varalım. Ümitsizlik, hayal kırıklığı. Bunlar birer kelime, bir kaç harften ibaret. Harfler bile bir uydurmadan ibaretken kim durdurabilir delirmiş bir kişiliği. Hepimiz renklere bürünelim, birbirimize karışalım. Akıllı, deli fark etmeksizin bir olalım. Ruhumuz kirlenmişlikten arınsın. Şimdi kaldırın başınızı, dik tutun yıllardır yük taşıyan omuzlarınızı. Korkmayın belki düşeriz lakin ölsek bile bir iz bırakacağız. Ben gölge, ben sizden biri.