Aynaya baktı uzun uzun,
en son ne zaman buluşmuştu kendisiyle hatırlamaya çalıştı.. çizgilerine baktı, gözyaşlarının oluşturduğu yolu takip etti, yaşadığı hikayeyi görmeye çalışır gibiydi.. gözlerini kapattı sıkı sıkı, kalbini duymaya çalıştı, yorgunluklarını, kırgınlıklarını en çok da kendine yaptığı haksızlıklarını dinlemeye çalıştı. Duyduğu bu uğultuların arasında içinde ki enkazından geriye kalan benliğini duyumsamaktı niyeti, Sahi ne zamandır farkında değildi renklerini bir bir kaybettiğinin?
Göz kapakları sanki ilk defa kapanıyordu, içinde açılan gerçekliğe öyle tanıdık değildi ki.. köşeye çekilip içinde ki yorgun çocuğun ellerinden sımsıkı tuttu.... Korkma bak geldim der gibi..
Kalabalıktan kaçıp sığındığı, güllerin ev sahipliği yaptığı, kendisiyle karşılaştığı bu büyülü kafenin arka bahçesinde gözlerini araladı, hayatında ki telaşe geride kalmıştı, plansızlığını ve yalnızlığını almıştı yanına sadece.
Yazmaya başlayalı da birkaç saat olmuştu üstelik, kalemine akıttığı her duygunun naftalin kokularından sıyrılıp gün ışığıyla buluşmasının heyecanıydı yaşadığı, öyle ya hikayesi yeni başlıyordu ve Kahramanı büyük bir enkazdan çıkmıştı. Anlatacak ne çok şeyi vardı...