Boşlukta süzülen bir toprak
Örtmedi henüz gözlerini
Gözler ayaklanan bir mavi
İstikameti bilinmez
Tesadüfen bulmak aradığını
Kolayca tırmanıp kedi merdivenlerinden
Ve gözlerden ırak özlem
Önceden hiç tanımadığını sevdi
Toplanıverir ya bulutlar bir anlık
Sarılırlar üstü başı ıslak göğün saçlarına
Hatırlatır saatin tik tak sesleri
Burnunda tüten baharat gibi soylu
Ağaçlar kadar eski bir daveti
Diplomasi tecrübesidir
Alışkın olmadığın sokakla
Evin arasında kalan köşeler, gri
Hüviyetinde Platon'sun doğduğun yer mağar
Alegori falan dinlemeden çıktın da kaç defa
Göç ettin sadece topraktan değil
Farklı şehre ve çatıya
Biriken o zamana dek neyse içinde
Onla duymak yeni bir sesi, bir kimseyi
Cesaretin ufalanmış kabuğu
Parmak uçlarında dirilir tekrardan cevizlerce
Nostradamus ekolünden fallar tüter
Putperest vitrinlerde
Ve o an kendini bulursun çelişkilerde
Yeni eski doğu-batı ve jeton
Ve topaklanmayan unun alıcısıyla
Topuklarında restore bir beton
Kurtuluşa erersin
Spotlarla tasdiklenmiş tarihi bir meydanın
Bıkkınlık getiren ulu orta halinden
Kovalanır gibi kaçıp
Solmadan rengi sözcüklerin
En güzel notasında değil lakin
Sessizliğinde göçmüşleri
Özlemle anarsın
Özlem
Aslen
Bir mavi...