Para, nedir bu insanın paraya olan sevgisi, nedir bu para? İnsanı insana öldürten şey, sahi insan canına mal olacak kadar değerli mi? İnsan aslında bütün ömrü boyunca bir bez parçasına sarılmak için yaşar. Bu kadar mı pahalı bu bez parçası, değilse peki nedir bu daha çok para için yaşama hırsı; bedenen rahat etmek için mi ruhunu dinlendirmek için mi lazım bu para? Aslında tüm huzursuzlukların başı değil mi? İnsanın nefsiyle birleşince korkunç bir silaha dönüşüyor. Sorsam şimdi, insan karnı doymadan yaşayamaz derler, sahi doymayan insanın karnı mı yoksa gözü mü? Elbette güç ve iktidar sahibi olmak isteyen insanın en önemli silahı. Kendi tabiriyle huzura ermenin rahat etmenin en kestirme yolu, peki ya gerçekten öyle mi? Çok para gerçekten çokça rahatlık ve huzur demek mi? Elbette hayır, eğer öyle olsaydı yıllar geçmiş olmasına rağmen hâlân dünyanın en zengin insanı kabul edilen Krezus (Kârûn) acı içinde kıvranarak ölmezdi. Mitolojiye göreye Krezus (Kârûn) her tuttuğunun altın olması için ilahlara yalvarır, bu dileği kabul edilince mutluluğa erişeceğini sanır. Ancak çok zengin olduğu hâlde mutluluğu bir türlü bulamayan kral acı içinde kıvranarak ölür. Peki ne yapmalıyız?
Mutluluğu huzuru nerede aramalıyız, elbette tartışılır. Ama paranın her kapıyı açacağını düşünmek, huzura erişeceğini sanmak bir insan yanılgısıdır ve cehalet göstergesidir. Çünkü birçok zengin ve eğitimli insanlar asıl huzurun insanın benliğinde, insanın içinde olduğunu, aslında az parayla da mutluluğun yakalanabileceğini bilirler. Bu yüzdendir ki para değil insana, yani kendimize, benliğimize değer vermeliyiz; o zaman yaşamın şifresini çözmüş oluruz.