bir matematik problemiyle avunacak kadar yalnızlaştırdım kendimi. hala ait değilim lakin hala güneşe tutmuyorum ruhumu. perdemi açmıyorum, göğü seyretmiyorum, ellerimi sabunlamaya kalkmıyorum. sokakta önüme uçan birkaç tüye anlam yüklemekle meşguldüm uzun zamandır. vaktimi kıymetsizleştiren prangalardan önümü göremiyorum.


klasik müziğin esir olduğu bir hazımsızlıkla köreliyorum. parmaklarım kıtlıyor, parmaklarım kanıyor, parmaklarım... hala yapış yapış. bitli hayallerin kırmızı pelerininden kazıyorum kendimi. kendimi kazıdıkça keskinleşiyor somurtukluğum. ben bir şeyi özlüyorum uzun zamandır.


soğuk yastığımın tedavi edemediği ağlamak illeti. artık sarışın değil gece düşlerim. vazgeçmek ne demek öğreniyorum. öyle bir bulanık ki suyum, kıyıda mıyım derinlerde mi? piyano tuşlarına basan senin suratın değil artık ve ısrarla tutuşturduğum tütsü de sen değilsin.


olmak istediğim yerde değilim. olmak istediğim kişiyle değilim. bu uçurtmayı uçurmak istemedim ben. uçurum bana bakıyor. canavar beni zapt etmek istiyor. paradokslar arasında sönmek üzere bir mum belki de. zamanın başka bir tanımını yediremiyorum kendime. kendime kendimi yedirerek kemanı fırlatıyorum camdan. depresyonum böylece silinecek.


Beethoven belki beni anlayabilirdi. Nietzsche'nin bıyıkları bende olsa her gece uzun uzun çorba içerdim. kör bir ressamın ıslak fırçası olurdum belki geçmişe gitsem. kanayan parmaklardan arta kalan geçmişler fışkırtırdım tuvale. geçmişin ortasından uzanan dikenli elleri fışkırtırdım. veda edebilmeyi öğretirdim belki kendime. böylece çekip gidebilirdim uğursuzluğumu hatırlatan her yerden.


ifadesizliğin sivri dişleriyle ezberledim yeni ismimi. siyah bir kalemin paytak adımları değilim artık. gözleri sert bakan her kız gibi, büyümeye elverişsiz bir çağda yetişkinliğe ikna edildim. sırtımı güzelleştirmeyi deniyorum şimdi, gövdemden çok. her sabah aynı yaranın vesikalığını çekiyorum. Şinasi gibi ilk değilim. vasat yaşam çemberlerinden mazoşist bir ustura çaldım kendime. tozlu bileklerimi şimdi sahiplendirdim.


böylece sarışın değil artık dünya. böylece o küçücük delikten ışık sızdırmayacağım. böylece reflüsü olmayacağım kalpazan aşkların. böylece iltihaplanmayacak benden parçalar. böylece hak etmediğim bir baş dönmesine dursun diye yalvarmayacağım. böylece işte gördün mü? bir toplama işlemiyle şimdi tüm gidişlerin telafisini yapacağım.