kimin uçurumuna acaba bunca ürperti

kimin şarkısına serenat yapıyor acaba bu yağmur 

ve kimin kemikleri dersin şu dağlar

 

düşüyorsun, biliyoruz

tohumlar lanetliyor

düğümlere urganlar bağışlıyorsun

suratın şehirlere küs mağara

bir sonbaharın kokusuna yüklemler mühürlüyorsun

ve buna şiir diyorlar

kalkıp bir sigara yakıyorsun, yakıyorsun

ruhunun paramparça eklemleriyle sarmaş dolaş yekpare bir kimsesizlik

koyu renklere bulaşıyor yalnızlığının zevki

yeniden kalsan belki ateşi bir kez daha icat edecektin

ama bunca zamandır yananları düşündün, ayıp ederdin

adın beceriksize çıktı

ve böylece ışıklarını söndürmek yerine hiç açmamayı öğrendin

bir bitmedi makyajına tırmanmaktan nefesinin kesildiği sahneler

bu sefer perdeleri yaktı bir kedi

ve bir başkasına kaldın sen

içinde paraya çevrilmiş türküler

kaybolmuş ötekiler 

ve kaybolmamış hala şifasına tafralı sert yapan öksürüşler

inanmışsın ezberine damarlarının

anlıyor oluşuna hiç güneş açmamış senin 

ve ey uğrunda bulutlara karanfiller iliklediğim

her irtifa kaybeden kar tanesine acil iniş çağrıları besteleyen sen

kafanı biraz olsun kaldırdığında mimlenen

neden aldın bütün çiçeklerin kuruyup solma hakkını ellerimden

elimden

benzedin anadan üryan tatsız bütün dans figürlerine

neden

bir elinde hışımlar vardı oysa

diğerinde kekre dualar gibi çınlayan maskeler

bozdun tanrının suçsuz ihtişamını 

ve bu yüzden gebermek bilmiyor masumiyetin

gebermek bilmiyor hala rengarenk seninle bütün cebelleşmeler

yoruldun

çıktın balkona

dedin ki Allah’ına kadar sabit eşikler 

ve Allah’ına kadar haindir bütün menteşeler

toparlandın

aşağı atlasan o yükseklikten kıvranmayacaktın

en fazla iki noktayı birleştirmiş olacak

baştan beri bakışlarınla pekişmiş kan çanağı sezgilerine şafaklar kundaklayacaktın

geri kaçtın uçup gider gibi köyden kente

kollarında kendin yarı baygın

yarı yoklamada eksik 

ve hala o izbe taşradan kaçan bavulsuz bir ağlaksın

en fazla toprakla derinliğin çiftleşmesidir halinin okunuşu

en iyi yanıyla hala sigaran var 

ve hala omuzlarından kanatlar çıkaracak denli hızlanıyor kalbin yaşamaya

kimi kesim buna çarpıntı der

kimi kesim ise vaktim kalmayacak gibi seni bulmaya