/
biraz biraz git diyor artık mevsimler
akşamın serinliği
sabahın durgunluğu
kızdığımda göz bebekleri büyüyen ben
göğsüme kaçan sineklerden esinlenip
el yordamı bir rüya tasarlayayım
bu ikindi uykusunda
ay çoğalsın diye dua edip duran
yalnız kadınlar gibi
dükkanını Allah'ın adıyla açan yaşlı adamlar gibi
senin gibi...
oysa hep biraz eksik kalacak biliyorum
gittikten sonraki olanlardan bahsederken sana
sen öyle durup karşımda
bütün bütün 'burası' yüklü iken
bu şehir dil çıkarıp duruyorken yüzüme senden
her detay akılda kalmayacak
bir şeyler unutulacak
eksik kalacak muhakkak.
ve sen hep eksik bileceksin "bazı şeyleri..."
mesela,
bir rüyaya dalma niyetiyle başını yastığa koyduğunda
dışarıdan bir seyyar satıcı geçecek
o seyyar satıcı bağırışından
çok eskiden yaşadığın semti anımsayacaksın
semt sana senin hikayenden fotoğraflar geçecek
kalp, bir fon müzik sunacak o anda
uykun gerisin geriye kaçacak
buluşacağın rüya
seni biraz bekleyip sonra gidecek
akşam bütün hararetiyle inecek bu hallerle
...
sen ise bana yalnızca
hayatın dik yürünen yokuşlarından
oğlu askere giden komşudan
ve ekonomiden söz edeceksin
...
bir kahve içimi
zaman aralığında.
/
seni her sabah aynı güzergahta
köşedeki büfede tost yerken görsem
ya da günlük bir gazete alırken mesela
-yine aynı sokakta-
çok uzak bir şarkı başlar birden
kalbimde
iç yazışmam başlayıverir
serin sabahlarını özlemiş de değilim üstelik
kasım ayının
gözlerinin üstüme çevrili olduğunu bilsem
mesela
bir namlu üstüme çevrilmiş gibi titrer
kalbim
cem karaca dinliyorum
bütün bunları yazarken sana
biliyorum;
"ne sen bunun farkındasın
ne de polis farkında."
marquez
2021-07-16T23:04:46+03:00Teşekkürler arkadaşlar
H. Nihan
2021-07-14T19:59:10+03:00Dingin, duygulu ve samimi bir şiirdi. Çok beğendim, kaleminize sağlık.
Burcu
2021-07-14T15:33:05+03:00kaleminize sağlık