Gece bütün yıldızlarıyla üstüme sancı veriyor
Koca öküz doğuruyorum masamın üstüne
Kadavrasını deşmeliyim
Onda bana ait bir şeyler var
Görüyorum işte benden farklı
Elimi bulandıra bulandıra deşmeliyim
Sürmeliyim yüzüme
Yüzüme ve sözüme
Farklı mırıltılar var onda
Nasibimi almalıyım ondan
Benden bi parça ama benden farklı
Ama en çok benim
Nasibimi almalıyım ondan
Engel mi olacak bana şahsiyetim
En çokta o kavramın yüzüne gözüne
Bastıra bastıra sürmeliyim
Ki tanıyanlar tanımasın
Yeniden tanışsın
Sen değiştin diyenlere en çok da
Onların doğarken dillerine sürülen bal mı bilmeliyim
Bu tuvalin değişmeyen boyaları
Çıkacak foyaları kapatan karanlık siyah rengi
Şarjörü boşaltmalıyım yüzüme gözüme
İçimdeki gökkuşağının renkli mermilerini
Sürmüyorum artık gözükmesin diye
Kara boyaları kusurlu renkli beneklere
Gelin ve vurun diye
Gösteriyorum bu yoğurulucak hedefleri
Gelin bulun vurun ve yoğurun
Merak ediyorum ne hale geleceklerini
Geceleri geçecekleri ıssız yerlerden
Yakalayın ve fırlatın oraya buraya
Merak ediyorum
Çöl sarısından çam yeşilinden ortaya çıkacak renkleri
Oltaya gelmemeli
Kolay denklemli ezberli renklerden bu harmoni
Vurun savurun silkeleyin
Ve yoğurun beni
Ana renkler gibi başka renklerin bir damlasını bile rahmine almayanlar
Bulamasın
Sabahın kokusuna gizlenen renkleri
"Ne olmak istiyorsak henüz o değiliz ve henüz olacağımız şey de değiliz; ama ne idiysek artık o da değiliz." -İsmet Özel.