Pirim!
Diye bir çığlık
Esti rüzgâr
Biraz sessizlik
Yine pirim!
Diye gürledi rüzgâr
Savurdu saçlarını, ürperdi yırtıcılar
Çisiledi yağmur, öptü ağaçlarından toprağı
Islandı yeşillikleri
Kuru bağrı yeşerdi!
Pirim!
Diye gürledi toprak
Sanki yer yarıldı, bir çığlık!
Aralandı bulutlar
Aydınlandı gökyüzü
Güneş göründü
Kim bu çığırtkan?
Gökkuşağında yürüyen bir derviş
Ayakları yalın, asası kayıp
Abası yok, heybesi delik
Ama karnı tok...
Pirim!
Dedi derviş
Tanrısın sen kaburgamdaki,
Benden yüce benden aciz!
İlahısın sen yolun
Yaratıcısıyım ben yorgunluğumun
Yolumuz uzun...