Zihnimin bir prangası yok,
Unuttum tüm bildiğim tanımları.
Adına aşk dediğimiz şeyin,
Bir arzuyla kanıtlanması…
Ya da yaşam dediğimiz şeyin
Ölümle anlam kazanması.
Sylivia Plath ve ben,
Sevmiyorduk kendimiz olmayı.
Çünkü biz biz olmazsak
Kızmazdı kimse biz olduğumuz için,
Ya da değiştirilmeye çalışmazdık.
Kırık vazoların 40 yerinden parçalanıp yapıştırılması gibi
Artık toparlanamazdık,
Suya adımızı yazardık.
Çünkü su gerçeği yutar.
Sahte rollerimizle daha çok kâr yapardık!
Satmadık ruhumuzu bir peşkeşe,
İnemediler derinlerimize eşe eşe,
Çünkü herkes bir kitabı okumayı bilmezdi.
Sadece kitap okuyanlar insanları okuyabilirdi!
Yolda seni gördüm Chaplin.
Kimsenin dikkatini neden çekmediğini anlayamadım.
Kimse kimseyi umursamıyor işte,
Sen benim önemli detayımdın.
Ufak ama mutlu eden sessiz şarkılarını mırıldandım…
Anlatmadan anlaşılmak istedim,
Görülmeden duyulmak istedim,
Dokunulmadan hissedilmek istedim,
Bu çağın insanı bilmiyor Chaplin
Sağır ve kör olan bizler mi onlar mı çözmüş değilim.
Herkes tutturmuş bir yaygara,
Adını bilmediği her şeye bir şey uyduruyorlar,
Yaşamadıkları şeylerin anlamını biliyorlar,
Anlam neydi sahi?
Hangi keskin kurallara uyardı bizim uyamadığımız?
Bu çağ ölüm çağı Chaplin!
Varsın biz sessiz olalım…