Kadifesine halel getirmeyen örtülerle 

Örtülmüş büyük yenilgiler,

Küçük zaferlerin getirdiği sarhoşlukla.

Ardına bakmaya çalışarak yürüyen gözler

Şaşılaşmış, bir adım sonrası çukur.

Gidiyor mu kalıyor mu muamma!

Klişe yargılarla yargılıyoruz toplumu.

Mesela: Hırsız suçludur.

Kapıyı açık bırakan masum mudur?

Artım hallaç pamuğu olmayı 

Kendine reva görenler var.

Sordun mu?

Soracak mısın

Veya sorabilecek kudretin var mı?

“Neden?” diye.

Böyle olsaydı eğer.

İşitilirdi hayallerin ülkelerinden;

Ütopya, Atlantis ya da Cennet.

Hikmetin berrak çağıldamaları,

Boş yere yankılanmazdı insan duvarlarında.

Ruhun pınarı nerededir?

Dedi: Soran biliyor mu,

Gördü mü

Veya kayıp mı etti,

Kendi ruhunun kaynağını?

Beklenmedik bir hicap,

Sözler, mahkeme celbi.

İki aklın arasına sıkışmış

Bir dilde; son sözler:

Bilmem, bilemem

Evvelden bildiğimi de bilemem.

Varırsan, Ruhuma selâm et!