Zamanı kendi buruşukluğuna bırakıyorum

Sigaraların tadı kalmamış

Ateş birinden diğerine geçiyor

Hamallığını yapıyorum

Dudaklarım güzelliğine sıfat bulma arayışında


Ne olurdu yani 1984'te

Beraber, pencereyle aramda sen

Kulaklarımız proleterlerin

Acılarıyla dolu

Ölümü göğüsleyebilseydik

Hem de sen George Orwell'ın

Kraliyet ajanı olduğunu düşünürken


Saat kaç?

Gölgelerimiz farklı açılarda

Ateş artık dudaklarıma göz dikmiş

Saat kaç?

Bütün sıfatları tüketmişler

Ölüme benzemekten başka çaren yok


Ahh!

Sıkıldım sevgilim

Tüm güzel şeyleri mahvedip

Şuçu, tek meziyeti kendini sevmek olan

Tanrıya yıkmaktan


Saat kaç? Söyle

İzafiyete tahammülüm kalmadı

Bir distopya da ben yazmalıyım

Ya da 'yirmi yedi' lere karışmalıyım

Yolun henüz başındayken


Gölgelerine dön sevgilim

Gözümü bencilliğin tahtına diktim Nietzsche'yi haklı çıkaracağım

Zaman mefhumu artık özenilmemiş

Bir yanılsamadan ibaret