Uyurken aklına gelen şehirler yok artık

Soluk tüyleriyle havalanan kuşların göçüne üzüleceğiz beraber

Bu ne anlatılası bir kaderdir, yorgun atların gözlerinden yansıyan

Tuttuğun nefes dolanırken kafanın içinde,

Dans sarhoşu esmer erkeklerin sert topuk sesleri karşılayacak seni

Güneş batarken rıhtımın kuytusundaki o gazinoda

Şu an yaşanmamış sayacaksın belki, açmamış çiçek dalından,

soyulmamış meyve kabuğundan,

daha önce rast gelmemiş dünya sanki yanıp yıkılmış kadınlara

Ah çok zor, keşke yalan söyleyebilsem sana doya doya

Sakla benim kuytuma diyeceğim hırpalanmamış yerlerini

Ama bilirsin kör olur sır tutamam ben

Bu da senin talihsizliğin





Foto: Paolo Crocenzi