Oğuz’da kaldığım bir gece yine...
Evimden daha rahat hissediyorum burada,garip ve tuhaf.
Sabaha karşı Cunda Hanım çaldı kapımı miyav nidâlarıyla...
Kalktım kıyamadım tabii.
Ne istediğini tam olarak anlamadığım beş altı dakika koridorda bakıştık.
Uyku tutmamıştı ikimizi de,mutfağa yöneldim,arkamdan geldi zilli.
Mutfak perdesini sonuna kadar kaldırdım,bir kahve için ketıla bastım ve yaktım bi’ sigara..
Yağmur yağıyordu, spoti'den Sezen açtım.
Cunda beni anlar gibi pencerenin yanına geldi,bende tezgaha oturdum ve dışarıyı izledik uzun uzun..
Yeni sigara yaktım,kahve yapılmıştı, Sezen tekrar çalmaya başladı..
Cunda’ya anlatmaya karar verdim içimde olanları ama dudaklarım kıpırdamadı.
Sezen “Ama fazlada üzülme hayat bitiyor...” dedi.
Haklıydı ömrümün ne kadarı kalmıştı.
İçimde bulantılar,kusmak istiyordum ama bu fizikî bir kusma değildi,sustum ki anlamazdılar.
Derken Frodo Bey geldi yanımıza,evin asil yakışıklısı...
Gözlerini bana dikti sanki içimdekileri anlarcasına baktı bana,anlamadı.
Onun derdi mutfak lavabosundaki musluktan su yalamaktı.
Onu da kırmadım tabii açtım musluğu ve yine yaktım bi’ sigara..
Sabah sabah çok sigara içiyorsun diye hayıflanırken kendi kendime Sezen başa sarmıştı..
“Ya da balkona çık, bağır bağırabildiğin kadar, zehir dışarı çıkmadan yürek yıkanmıyor...” dedi.
Haklıydı bağırmam, içimdekileri kusmam gerekirdi, yapamadım...
Notlarımı açıp bunları yazmaya başladım.
Tanrı ile küsüyor, inatlaşıyor ve tartışıyordum kendi kendime, bu aralar...
Çok yüce olduğundan mı, yoksa tarzı mı buydu bilinmez, hiç cevap vermedi!
O an bir gökkuşağı belirse, ne bileyim Cunda dile gelse yahut olanları aklımdan şipşak silse diye komik ve doğaüstü fikirler geçti akıl süzgecimden.
Sezen başka bir yerden yakaladı yine:
“Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem,gitmem!” dedi.
Ben de gidemedim minik kuşum, sadece senden değil,kimseden gidemedim..
Kimseden gidememek, kendine gelememekmiş bunu da çok sonraları fark ettim.
Fark etmek hastalıkmış biraz bunu da Rus bir abinin romanından öğrendim.
Bir sigara daha yakacaktım ki vazgeçtim, keşke her şeyden vazgeçmek bu kadar kolay olsaydı diye kendi kendime söylendim..
Kendimle çok konuşuyorum bu aralar, dinliyor beni ve sanırım aramızda iyi...
Tüm bu uyanmanın ve bu yaşananların temelinde tek bir sebep yatıyor.
“Madem olmayacaktı,Tanrı tanışmamıza neden izin verdi?”