Pergelin bir ayağını sabitlemek gerekiyor. Sonra diğer ayakla bilim, felsefe, siyaset, tarih ve günlük yaşam karmaşası düşünülebilir.
Ben pergelin sabit ayağını Fransız devriminin ve o günden bu yana her devrimcinin sloganı olan "özgürlük, eşitlik, kardeşlik" üzerine sabitledim. Sosyalistim ama bu sabitemle uyumluysa ve Bektaşi- melami'yim ama bu sabitemden yola çıkarak.
Kuran'ı sabite olarak alanlar olabilir. Ben tarihselliği içinde değerlendiriyorum ve Kuran'daki Allah yerine " Özgürlük, eşitlik, kardeşlik" diye bir okuma yapıyorum. Nasıl ki Ali Şeriati, Allah yerine "kamu" olarak okuyorsa Ben de bu slogandan yola çıkıyorum.
Pergelin sabit ayağı kayabilir. Bunun için her gün çaba göstermek gerekiyor.
Her sabah uyandığımda, yaşamın ağırlığını omuzlarımda hissediyorum. Sanki tüm ülkenin, tüm dünyanın derdi benim üzerimde gibi. Bu, yaşama yüklediğim anlamlardan olabilir. Sisifos gibiyim.
Camus' ün sisifos'unda olduğu gibi her sabah bir kayayı tepe yukarı taşırken gene yuvarlanacağını biliyorum. Yaşam böyle. Her gün bir önceki günün tekrarı gibi görünse de , o tekrarlar içinde anlamı yeniden kuruyorum: Özgürlük, eşitlik, kardeşlik..
Çok hayal kırıklıkları yaşadım ama bu slogandan da vazgeçmedim. Bugünün kapitalist ahlakında biraz enayice, biraz safça kalıyor. Ama biliyorum ki Bektaşilik yani tasavvuf ince İslamdır. Ve ıstırap verir.
En alt sınıftan biri olarak cehennemi( sevgisizlik, kimsesizlik) gözlemliyor ve bazen de duyumsuyorum. Kayayı her gün yukarı çıkarmak zor. Ne iyi ki Kuran var, Yunus var, Hacıbektaş var. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik onların da yaşam felsefesine uygun ve sevgi temelli.
Tanrı yollarından ayırmasın.
Sevtap Özcan.