yaşamak hiç bu kadar güzel olmamıştı

saçların ve sen benimle bağdaşmıştı

duvarda asılıydı resmin siyah beyaz

beyoğlu'ndaydık kuşlar ötüyordu gece yarısı


temmuzdu yazdı günlerden bir sabahtı

tenim tenine değerek uyanmıştı

eski bir radyoda müzik çalıyordu

adam bağırarak eylülde gel diyordu 

yanımdaydın kollarımın arasındaydın

öpüyordum kokluyordum seviyordum 

sen kalbimin tam ortasındaydın 


sonbahar gelip yaprakları düşürmüştü

her gülüşün beni bir kere öldürmüştü 

gökyüzü karanlıktı yağmur yağıyordu 

her yaprak düşüşünde bir ağaç ağlıyordu

biz yürüyorduk beşiktaş'tan karaköy'e 

kimseler seni bilmiyordu


galata'da yanık bir keman sesi 

turistler doldurmuş bütün beyoğlu'nu

amacımız yoktu avare geziyorduk

her duruşumuzda bir kere öpüşüyorduk

sevgimiz yansımıştı gülüşlere

baharın ikinci yağmuru düşmüştü 

biz oturup ıslanmayı bekliyorduk o gece


kırmızı bir trene binelim istanbul'dan 

el ele verip gidelim buralardan

saçların ve sen benimle bağdaşmıştı

yaşamak hiç bu kadar güzel olmamıştı