Kurtarılmayı bekliyor,

donmuş dansıyla 

yarım bardaklarımız balkonda,

denize karşı açılan

sohbetlerin dibini gördüğümüz zamanın 

akışı hızlıyken bulutlardan,

yukarıya başımızı 

çevirmeden bile gökkuşağının varlığını 

hissedebildiğimiz,

üç yüz altmış derece dağ etrafımız

ve ayaklarımızın altında köpüğü kaçan denizin

ılık tadını hayal bile edemezdim,

biliyorum,

artık kesintisiz yolculuğum.




Başkası hiç, başkası hiç, başkası hiç.