Memleketim harap düşmüş
Zalimin elinde sessiz
Kahpenin ağzında sakız
Giden gençliğime yazık!
Giden gencime, umudu kalmayan halkıma!
Yeşilime, denizime, kirlettiğiniz toprağıma!
Öfkem bilendi, kesiyor urganımı.
Erişemediğim rafa koyduğunuz özgürlüğümü,
İyileştirmeyen, ölüme mesken eden cümbüşü,
Alacaklıyım!
Köprüler betondan değil ah’lardan!
Yollar asfalttan değil dikenden!
Kalemim elimi uyuşturuyor,
Hangi menzilden yasak bize umut?
Şükran doluyum,
biliyorum, arz edecek öfkesini,
Yenik çağın inancı kırılmış çocukları!
İnançlarını tablo gibi astığınız duvarlardan,
Uçurumun kenarında bir memleket
Alacaklılar.
Umutlarını yeşertip
Sokakların her köşesine bir fiil menekşelerin kokularını dağıtacaklar!
Bu kargaşa sahipsiz.
Üstelik edilecek kavgalarım var.
Dinmeyen, sesi kısılmayan!
Hatırla bu milleti!
Temmuz gecelerinde övünülen,
Alınan ama hiç verilmeyen,
Bir kuru soğana, ekmeğe layık görülen milleti hatırla!
Şimdi dön bak memleketine,
İnsanı, acının farklı tasvirleri.