Yazar Ernest Hemingway “Zeki insanların mutlu olduğuna pek rastlanmaz” diyor.
Bir insan gerek başkalarına kıyasla, gerekse gerçek anlamda mutlu olmadığı halde kendini mutlu zannediyorsa gerçekten mutlu mudur yoksa kendini de kandırarak sadece rol mu yapıyordur acaba?
Bu durum, kedinin kendisini ormanların kralı, çirkinin kendini dünyalar güzeli sanması gibi bir saflıktan ibarettir.
Mutsuz olunmadığından emin olunduğu zamanlarda da gerçekleşebilen bu durum, ancak ruh halı biraz daha sorgulandığında, hiçbir şey hissedilmediği anlaşılır. Her şey o kadar anlamsızlaşmıştır ki herhangi bir durum sizi mutsuz edemediği gibi mutlu da edemez. Zamanla mutsuz olmayı bile özlersiniz.
İnsan, doyumsuzlukları nedeniyle mutsuz bir canlıdır. Aslında sürekli veya süresiz mutluluk diye bir şey yoktur ve imkansızdır. Hayata bu amaç uğruna gelmeyiz.
Mutsuzluğu seven insan üstün insandır. Bu bir yenilgi değil, galibiyettir mutsuzluğu sevebilmek. Mutsuzluktan zevk alan ve karamsar olup en kötü durumu göz önünde bulundurmaktan hiçbir şey kaybetmeyen biri. Ayrıca mutsuzluğu göze almış biri daha büyük riskler olabilir. Unutmayalım ki kaybedecek hiçbir şeyi olmayandan daha etkilisi kaybedeceğini umursamayandır. O da mutsuzluğu göze alandır. Mutsuzluğu sevmek polyannacılığın tersini oynamaktır. Antipolyanna olmakla sonuçlanır.
"Neşeli ol, hayatı yaşa" görüşü bana uygun değil çünkü mutlu olmak bir cevap ve sonuç değil. İnsanın kendini geliştirmesi için mutsuzluk ve acı çekmesi veya bir sorunu olması gereklidir. Eğer ben mutlu olmuşsam bir amacım kalmamışsa yaşamdan soğurum. Hemen o eksiği bulup, yok ederek mutluluk ilizyonundan kurtulmam gerekir.
Hakikat arayan acıdan başka bir şey bulamaz mutluluk her zaman yalanlarda saklıdır.
Mutluluk pamuk şekerin pamuktan yapıldığına inanmaktır.
“Doğuştan gelen bir kusurumuz var; hepimiz mutlu olmak için dünyaya geldiğimizi sanıyoruz. Bu kusurumuzu gidermedikçe, dünya gözümüze çelişkilerle dolu bir yer görünecektir. Çünkü her adımımızda, ister büyük ister küçük bir şey yapmış olalım, dünyanın ve insan hayatının, mutlu bir yaşam sürdürmeye olanak verecek biçimde tasarlanmadığını anlayacağız. İşte bu yüzden bütün yaşlıların yüzlerinde aynı ifadeyi, yani düş kırıklığını görmek mümkündür.”
Alman filozof Arthur Schopenhauer, bu sözleriyle dünyaya ve insan hayatının dünyadaki yerine hangi gözle baktığını belli etmiştir. Ona göre dünya, insanın acı çekmesi için tasarlanmış bir tiyatro oyunudur. İnsanın mutlu olabilmesi için varoluş problemini çözmesi ve kendini ortaya çıkarabilmesi gerektiğini söyler. Fakat ona göre yaşama isteği insanı bencillikten kurtaramayacaktır.
"Doğuştan gelen tek bir yanılgı vardır, o da mutlu olmak için burada olduğumuzu sanmamızdır." - Arthur Schopenhauer "
''Sadece sebzeler mutludur'' demiştir, William Faulkner
Mutluluk sentetiktir.