Senaristliğini ve yönetmenliğini Pier Paolo Pasolini'nin yaptığı, 1975 yılına ait, bir insanın yapmış olabileceği en çarpıcı ve yasaklı olan filmlerden biridir. Marquis De Sade'nin "120 Days of Sodom" isimli romanından uyarlanarak sinemaya aktarılmıştır. Filmin yasaklı olmasının nedeni içerik olarak "mide bulandıran" kategorisine girmesinden kaynaklıdır. Filmde 4 burjuvazi, 9 genç kız ve 9 genç erkeğin bir şatoya kapatılıp onlar üzerinde 120 gün boyunca ruhsal, fiziksel ve cinsel işkence uygulanması, hiçbir sansür kullanmadan anlatılıyor.


Filmin ana eleştirisi, faşist devletlere ve kurumlara olan eleştiridir. Bu yüzden Sade'nin romanı bu noktada değiştirilip kilise yerine faşizmin "iğrenç yüzü" baz alınarak ekrana yansıtılmak istenmiştir. Filmde Pasolini'nin faşizme gönderme yaptığı birçok detay mevcut. Bunlardan en önemli ve çarpıcı olanı, seks kölelerine toplu olarak zorla dışkı yedirme sahnesidir. Bu sahne kapitalist tüketim toplumuna, abur cubur yiyecek endüstrisine yönelik bir metafordur. Filmi faşizm olmadan izlemeye kalkarsanız anlayacağınız tek şey tecavüz ve dışkı olur fakat faşizmi de işin içine katınca faşizme karşı eleştirel bir açıyla sinemaya aktarıldığını anlayabiliriz.


Peki bu filmin ana çıkış noktası ne?

Pasolini bu filmiyle, 1943-1945 yıllarında Musolini'nin bir grup insanla beraber ülkeyi (Salo Cumhuriyeti olarak bilinir) yönetmesiyle birlikte kurulan ilk faşist devlet politikasına karşı yaptığı eleştiriyi aktarmıştır. İlk olarak Sergio Citti'ye teklif edilen filmi beraber hazırlamışlardır. Daha sonraki zamanlarda senaristliğini tek başına ilerletmek zorunda kalmıştır. Filmi çekimleriyle birlikte kurgulayan Pasolini, en büyük yardımı Sade'nin kitabından almıştır. Bu yüzden filmin adını Sade'nin kitabı olan "Sodom" ile birleştirerek yayınlamıştır.


Pasolini bu filmden sonra sahilde dövülerek öldürülmüş halde bulunmuştur.