'hep dert tasa keder gam

doğduğumdan beri'

"biraz böyle dursana" dedi. o da durdu. telefonun iki ayrı ucunda birbirini görmeye çalışan iki kişiler. u'nun olduğu yer karanlık. yalnızca içine çektiği sigaradan yüzünü seçmeye çalışıyordu. onun sigaradan görmeye çalıştığı yüz , yıllardan beri o şarkıda onu verir. "sana bildiğin bir sır vereyim mi?" dedi. gözleri ışıl ışıl 'hıhım' dedi. "sana bayılıyorum. bana aitsin. saçların, memelerin, belin ve o güzel götün." her zerresini ayrı ayrı içirmek istiyordu. hazzını en çok onu kana kana susatmaktan alıyordu. bir de görmeye çalıştığı yüzünden.

"şarkını at" dedi.

"ben iyi biriydim/ eskiden de/ gizlenirdim/ ben gizlenirdim her şeyden"

"dans et, ayağa kalk". kalktı ayağa, küçük küçük dans etti, kendini sergiledi. u ile olduğu zamanlarda en çok gözlerinin sadakatine hayrandı. tek bir an bile ayrılmıyordu zerresinden. "seni şefkatimle seveceğim, şiddetimle". satırlarında zorluk çekiyor. kalbi deli gibi çarpıyor. tutku.

Ağustos 2021, Fransa.


onu sevgilileriyle gördüm. arzusunu neşrettiği o diğer kişileri. onunla en çok durgun suda salınma arzusundaydım. onun bir ağaç kökünde ıslak dinlenirken gözlerinin üstümde olmasıyla tahayyül ettim. bu kez sigaranın yanan ucunda değil, saç telinden ayak parmağına. şehvetli bi bakış.

"boğulurdum her sağanakta yüzmeyi öğrenmişim sanki bugün"

Ekim 2021, İstanbul.


"doğa ve ben/ unutkanlıklar ve ölüm"