Hiçbir kapı kapanmaz, eğer bir kapı çalındıysa ve açıldıysa bir daha kapanamaz.
Daha öncesinde ardı dolu olan kapılar boşalır ya da öncesinde boş olan kapı ardı dolar. Lakin aralanmış kapı mümkün değil kapanamaz. Kapı eskir, hatırdan uzak kalır, belki parçalanır fakat ardı arkası zaman zaman hatta ansızın yoklanır. Bir şarkıda, bir yazıda, bir bakışta yaşanmış tüm gerçekler kapıyı aralamakla bulunur. Misal bir düğün fotoğrafına bakınmak tekrar tekrar evlenmek anlamına gelir ya da bir kırgınlığı hatırlamak defalarca kırılmak demektir. Neyi, nereyi, kimi sakladığı çeşitlenen bu kapılar; üstünden seneler geçse de, vakitsiz bir öğle yemeğinde ya da bir sahil kıyısında da olsa gidip görülür. Ben ise alışkanlık gereği kapılarımın tepesini ayçiçekleriyle dolarım. Bu çiçekler kimi zaman bir çelenk niyetiyle bezenir kimi zamansa yalnızca güzel hatırlamak için. Kapı dediysem; sana ofiste, ona labirentte, bana anıda... Nitekim herkes için çalınacak bir kapı işte...