Bir çocuk sesinden bağıran hayat
Öyle haylaz ve öyle düzenbaz ki
Fısıltıları hayallerimi okşuyor
Hayaller kusursuzluğun ön eki
Göğüs dekolteli kadınlar gibi
Uzun cümleler kuramıyorum sonra
Aklıma gelen dilime gelmiyor
Gelense İstanbul sokakları gibi
Avazım çıktığı kadar bağırıyorum
Bir umutla! Sesimi duyan yok ki
Baktığım her suratta duvarlar
Duvarlar ki öğretilmiş çaresizlik
"Uzak dur" tabelası her köşede
Kanun, töre ve din soğuk çelik
Sıkışmış ruhumuz ise delik deşik
Gözlerin ardında birikmiş uçurumlar
Yüzlerden dökülen anlamsızlığa inat
Bir tıkla başlayan ve tüketilen masallarla
Şişmiş egolarda aç kalmış maneviyat
Böylesine bir varlık görmedi kâinat
Artık yaşanmıyor mektuplu sevdalar da
Kaybolmuyor insan karambole aşklarda
Sanal urganlarla bağlanmış hayatlarımız
Ve anlam yüklenmeyen emojili mesajlarımız
Gerçekliğimiz dönüştü toz pembe avatara...