Sürekli nerede hata yaptığımı bulmaya çalışırken aslında fark ediyorum ki dünya benden daha fazla. Kaldı ki denklemde tek değişken ben de değilim. Ve asla tüm yanlışı ben yapmış olamam. Dolayısıyla, sayın ve çok sevgili arıza çıkardıklarım, affınızı rica ediyorum şayet bu bünye özeleştiri zehirlenmesinden muzdaripti. Bu tesir altında yapmış ya da söylemiş olduklarımı geri alamasam da bence yine de saçmalamalarım hoş karşılanabilirdi. Burada sizden de anlayış beklerdim. Ama olsun, genelde anlamayanları seçerim zaten.
Bana bakınca ne gördüğün aslında biraz da seninle alakalı. Unutma, ben bi sanat eseriyim - tıpkı senin gibi- eğer beni anlamlandıramıyorsan aslında bu ne beni azaltır ne de seni. Sadece bir arada bulunmaması gereken bir ikili oluruz. Ama yine de düşünüyorum, bunu olur gibi yapan neydi? Çünkü uzun uzun bakıştık, burada bi anlam arayan tek ben değildim, öyle olsa "Sen ne dikiliyordun burada?" diye sormazlar mı adama? Bekledin işte sen de. Bu eserin sana anlamını açıklamasını bekledin. Ya da sana kendini daha anlamlı hissettirmesini. Ama bu işler böyle yürümez :)
Belki bir yunan heykeli değildim senin gibi, ama baktıkça yeni bir renk açığa çıkarıyordum. Bana bakınca gülümsemek kaçınılmazdı, biliyorsun. Şahane olduğum zamanları çok iyi biliyorsun. Hayranlık uyandırıyorum. Ama tabiki bu sonsuza kadar sürmeyecekti. Gel gör ki, sen bakmadıkça ben çirkinleştim sandım, tüm esprimi kaybettiğimi sandım. Ne de olsa bakıldıkça anlamlanıyordum. Yanıldım. Ben bakılmaya layıktım, sen vazgeçince renklerim solmadı aslında. Ama ben buna içerleyince işler değişti işte. Bambaşka bir şeye dönüştüm. Hisseden bir sanat eseri :)
Katman katman, parlak bir yüzeyim vardı, sanki parçalandım ama dağılmadım. Bak bu da olaya bi renk kattı aslında. Anlamımı kaybetmedim, aksine daha da değerlendim. Ve aslında haklısın, lütfen buradan alma beni. Beni evinin bir köşesine koyup sıradan bir vazo gibi davranacak birine layık değilim. Ben belki de sonsuza kadar tüm renklerimi gören birini bekleyeceğim. - mış gibi yapmayı bırakalım. Bu hikayede kimse kimseyi bir yere koyamadı. Esas kızımız her ne kadar şartları "yine" epey zorlasa da bu defa dağılmadı. Zaten kimse ona kırılmama garantisi vermemişti. Ama aldığı hasarın ona değer kattığını da sonunda anladı.
Yunan heykelini hala seviyorum. Belki hep seveceğim. Ama bu yunan heykeli de beni sevecek demek değil ya!