Mağlup edildin. (Bilmediğin diyarların düşüncesini yük gibi taşımakla olduğun gerçekliği kabullenmeye çalışmak arasında çırpınıyorsun. Bir çocuk için kucağa alınıp zıplatılmak isteği gibiydi bu. Neyse işte, zaten anlamışsındır o çocuk ne hissetmiş ne hissedememiş. Bazı çocuklar yaşamadıklarını zamanla başka yerlerde göre göre fark edermiş. Derinden büyümedik, öyle şiirli kitaplı ya da özenli sözlerle anılmadı kalplerimiz. Kırılırsak düzeltilmedik, sadece bir söz bir okşama bekledik. Alamadık ama çok verdik. Kırılgan kelimelerle çağırılmadık, bir sarılışın yoğun sevgisinde benimsenmedik. Alay'a alındık, her gülümsemede bir dalga vardı da en çok kendimizle alay ederken bulduk kendimizi. Yalandan gülüşlerin ustası olurken kendimizin izini kaybettik. Kimse yolumuzdan geçmeseydi bulurduk belki bizi. Düşünmediler, anlamadılar. O zaman neden bu derinlik, nereden geçti içimize? Düşüncesizliklerden doğan düşüncelerdik. Genetik olmayan bir özelliği doğuştan kazanmıştık, almak zorunda kalmıştık. Şimdi 2013 kışında Toygar Işıklı dinleyen çocuk, seni öylesine sevemedim öyle zor kabullenmek. Alışkınsın sorun olmaz bu . Yankılı seslerin sahipleri karışık, kafanın duvarları çelik yine de başedersin. Varlığın bu kadar az ama içine öylesine ağır. Olsun, taşırsın. Bunlar içinden kaç defa geçiyor, içinde kaç defa kalıyor) En son sardunyalar da soldular.
"Sardunyalar'ı mırıldanıyorsan" 7D24
Yayınlandı