Bilirdim

Hayallerde yaşamanın zevkini

Gelmeyecek olan mevsimi beklemeyi

Bana az, sana fazla gelirdi

Yuvarlak masa muhabbetleri


Suskunluğum dilimin dönmeyişinden

İnsanları kaldıramadığımdan bu zayıflığım

Zor geliyor artık

Bedenen ve ruhen,

Her zerremi kanıtlama çabası


Ağzımdan aksa kelimeler kulaklarına

Görürüm

Sırtın duvar gibi örülür karşıma

Bir yol ayrımında

Sarhoş cesareti karışır kanıma


Yanında; gözleri güzel olmayan,

Saçları bile savrulmayan biri rüzgârda

Kelepçeli

Bedeni her daim soğuk

Sanırsın,

Sıcak kan değil buz geçiyor kılcallarından.


Baharın tenine uğramadığı günlerde

Bir topak bulut olur gözlerin

Akar gider Asya'dan Afrika'ya

Böyle zamanlarda kuş olup uçmak isterim

Bulutların soğuk bilinmezliğine.


Ölümün tek kanıtı olan mezar taşları,

Aynı zamanda yaşamış olmanın da.

Yürüyüşün kütle çekime boyun eğmiş

Tüm yasaları yok sayan vakarlı yürüyüşün.

Ölümün ve yaşayışın melodisi kulaklarında.