Bugün sabah erken uyandım
Penceremde hafiften yağmur
Kalkıp en köşesine dayandım
İçimdeki özlem büyük mağrur
Masamda en sevdiğin çiçekler
Sanki odam nefesinle dolmuş
Gönlümde uçuşuyor kelebekler
Bir de ellerim saçlarımı yolmuş
Seni bekliyorum saat vakit geç
Gökyüzüm bu geceye küsmüş
Her şeye inat hala yüzüm güleç
Ay nedense dudaklarını büzmüş
Dışarıda kar var içimde ise fırtına
Üşümeyesin diye yüreğimi yaktım
Çarptı yaşlarım gözümdeki rıhtıma
Düştüler parkeye sel misali aktım
Gün bitiyor lakin yok kapıda tıkırtı
Yokluğunun alıp karşıma oturttum
İki kadeh doldurup içtik karşılıklı
Bu gece yokluğunun sarhoşuyum
Çünkü gittiğini unuttum