Sözcüklerin anlamının sözlüklerde bulunamayacağını anladığım gün, çocuk olmak saçlarında istenmedik bir renk değişimi yaşayan benim için hedefe kitlenmiş yolculukların hedef denen pusulalarının yanlış gösterme ihtimalini en derinden hissetmeme sebep olmuştu. Yolculuksa navigasyon gibi hedefe kitlenmiş, belirsizlikten uzak ve yönlendirilmeye her an hazır olmalıydı benim için. Oysa hedefe navigasyon iz düşümü olmadan da varılabilirdi. Ki ben bunu bilmeden yaşamayı hep yeğledim. Uzak diyarların uzak olduğunu, yakın denilen her şeyin ise özünde yakmaktan öte işlevi kalmayacağını düşünürdüm. Düşündüm ve inandım ki akıl denen saat sürekli on iki aydınlığında bana yol göstersin. Buruk denen zamanlarsa benden geride kalan gölgemin geride kalma hissine verdiğim isimlere gebeydi. Buruk, geçmişte kalır. Buruk, geleceğe sarkar. Buruk, andan kaçar. Buruk saatlerde kendimi olmasa da gölgemi karanlığından tanıdım. Ki ismini vermem de böylesi zamanlara denk gelir. Eski bir geleneğe dayanır yapılan iş ve atılan adıma göre ad koymak. Etimolojiden anlamam ama ad ile adım arasında bir ilişki olmalı. Çocuklara konan isimler de adımlarını belirler mi acaba? Ya da bize konulan adlar mı asıl adlarımız? Her insan kendine ikinci bir ad daha koymalı. Adımından gelmeli bu ad ona. Adı adımını belirler mi bilmiyorum ama ikinci adı, adımından sonra gelmeli.
Belki de öylesi bir günde ben de kendime bir ad...
"Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız" demişti, şair. Sonraları birisi "ama kendi aşkımızla devam edebilir" demişti. Ki öleli çok oldu. Şimdilerde bense "Başkalarının adıyla başlıyor hayatımız." diyorum. Başkalarının adları ve başkalarının adımları. Ki bunu fark etmem de çok zaman aldı. Bir çocuk yaşlılığı geçti bunu anlamak için parmaklarımdan. Geçti diyorum ama gölgeler hep bir adım geride. Hâlâ süreklenişini duyarım hatta birkaç adım geriden. Sözlükler yetersiz kaldığında, adlar sahiplerince taşınamaz olurlar. Kendi adını koyanlarsa, sözlükleri yeniden yazmaya hınç duyarlar. Sözlükler sözcüklere değil, hislere tercüman olsun diye...
Tutku Silahtar
2022-01-03T13:03:58+03:00Harika...
Rana Sezgin
2022-01-03T02:48:29+03:00Ben de inandım ad ile adım arasında bir ilişki olduğuna. :) Üslubunuzu çok sevdim. Kaleminize sağlık.🍀
Hilmi Bedrioğlu
2022-01-02T23:05:04+03:00Çok iyi metin.
Deniz Dinç
2022-01-02T22:58:04+03:00'"Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız" demişti, şair. Sonraları birisi "ama kendi aşkımızla devam edebilir" demişti. Ki öleli çok oldu. Şimdilerde bense "Başkalarının adıyla başlıyor hayatımız." diyorum. Başkalarının adları ve başkalarının adımları. Ki bunu fark etmem de çok zaman aldı. Bir çocuk yaşlılığı geçti bunu anlamak için parmaklarımdan." Trans haline geçmişsiniz de öyle yazmışsınız sanki. çok açık bir zihniniz var, umarım bunu hak edecek davranışlar yapar ve öyle davranışların öznesi olursunuz. Yüreğinize, aklınıza sağlık Emre. :)
Seniya Burçak
2022-01-02T22:48:59+03:00Şiirsel kesinlikle, kafam açıldı resmen :) iyiydi