çiçekler açtık
bir gün solmak için
solduk
çiçekler açmak için
derin yaralar olduk zamanın boşluğunda
kelime parçalarıyla oyduk zihnimizi
anlamak için
derinlerde kaybolduk
anlatamadık hiç
aynalarla dans ettik
gece oldun, kanadım
bir dünya aradım yüzünde
belki bir kurtuluş
gece olduk, kanadık
şarap kaldı bir tek
soğuk ve buruk bakışıyla
yamalı güneş kaldı kirpiklerinden uzanan
sayrı yerlerinden erirdi aydınlık
işte o küçücük aydınlık
bir devrim sabahının umuduydu
al gölgemi
kimliksizliğimi al
başka bir zamana savur
saçlarında takılı bir çiçek gibi büyüt
bir çocuk heyecanıyla koşarken
gülüşün sonsuzluğun göğüne çizilsin
öyle buruk, öyle yaşamak gibi!
duvarlar yeterince hüsran kalmış
anlamak, duvarları koyulaştırırmış
gözlerinin kanlı damarlarına tutunayım
dipsiz bir gezgin gibi
yenilgilerine, hüznüne, gülüşüne
karışsın gölgem
yüzünde derin bir yara aç sakla beni
birlikte yitmek için!
buğulu bakışlarının ardında ölüm sessizliği
hiçliğin kanat çırpan kelebeğinin düşü
sayrı düşlerinde sakla beni
unut
asırlar geçsin
erisin zaman
yırtık fotoğraflarda kalsın yitişimiz
zamanın boşluğunda
uzaklara dalgın dalgın bakışın
herhangi bir boşluktan yankılansın
anlamak, dipsizliğin koyuluğunda
savrulmak gibi
anlamak, hasta bir düş
anlamak, çığlık!
hiçliğe ağla, hiçliğe!
hiçliğe ağla, yitirdik ruhumuzu
gülüşümüz giyotinlerde sayrı düş kaldı