kardeş halkların dillerinde şarkılar söylemenin yasaklandığı bir coğrafyada
yaşadın çocukluğunu
gönlün bir alınganlık atölyesi
gönlün bir bağışlama sayesi
kuğular soluklanırdı, gönlünün kıyısında
kuyuların kuytusunda, öğrenilmiş kırgınlıklara nöbet tutardın
usanmaya da vaktin yoktu uslanmaya da
bergüzar kıvançlar abit sırtına yük
aşkın alınganlıklarından büyük
öyle şaz hayaller kurardın
yıllar geçti, aşklar,
ahmet kaya, ütülü pantolonlar,
hızlıca çay içtiğin kantin,
şubatlar, bildiriler, sosyalist krallıklar, temmuzlar ve sair
göğsünden haset doğurdu kardeşin, sana dair
insan yapımı bir kuyunun (ilki gibi) proloter olmayan bir yusufu oldun
kuyunun kuytusu aydınlığınla sermest
göğsün koyusu renvak ertelere murabıt
ve sen yusuf bir derviş dinginliğiyle suskun
bu kuyu okulunda ümranlar kurguluyorsun
ve ben suskunarak geldim sana
gözlerimde ıslak bir tufan hikayesi...
fm