Einstein insanoğlunun aptallığının sonsuz olduğunu düşünse de, insan aklı ihtiyaç duyduğunda fazlasıyla yaratıcı olabilmektedir, bu nedenle herkesin “persona”sı vardır. Bu maskeler bazen o kadar ütopik/distopik bir hal alır ki; kişinin, her bir başkasına gösterdiği farklı karakterden ziyade her bir başkasına gösterdiği farklı yaşamı da olur, diğer yaşadığı hayatlardan aidiyetini koparmış, o hayat hakkında hiçbir fikri yokmuş gibi davranır. Böyle bir şeyi görmek zihnin ne kadar korkutucu olabileceğini gösterir. Kişi bu yaratıcılığa engel olmazsa bu kişinin Split filmindeki dissosiyatif kimlik bozukluğuna sahip karaktere dönüşmekten başka sonu olmayacaktır.
Bir ucu sonsuz aptallığa, diğer ucu sonsuz yaratıcılığa bağlı olan akıl ipinin her iki tarafı için de aşırılığın sonu malumdur ve bu ipin üzerinde dengede durmayı sağlayan şemsiye ise karakterdir.