ayrılığın ardından geçen üç ayın sonundayız, öfke yavaş yavaş geçerken ben seni birdenbire iyi hatırlamaya başladım ve bundan hiç memnun değilim arda. iki hafta öncesine kadar seni düşünerek cinayet senaryoları yazmak, her gece tavana bakarak sana karşı kullanılmak üzere yaratıcı küfürler üretmek, fotoğrafına tükürmek gibi hobilerim vardı. kendimi kill bill moduna sokmak hoşuma gidiyordu, şimdilerde çok sakinim. kendimi sisli dağlarda asasıyla fink atan ermiş dayılar gibi hissediyorum, sanki üç aylık kısa bir operasyonla içimdeki bütün olumsuz duyguları aldılar ya da duygusal bir estetikle pollyanna oldum, bilmiyorum. eskiden peygamber anılınca elini göğsüne götüren komşumuz hatice teyze gibi senin ismin geçtiğinde hemen bir küfür ederdim, geçen yine anıldın masada, şöyle bi' güldüm sadece. yani arda, sanırım bir şeyler oluyor.


sevgim sanki ölümcül bir hastalığa yakalandı, doktorlar umudunuzu kesin demişler gibi hissediyorum. ölsün istemiyorum ama öleceğini kabullendim, korkuyla o günü bekliyorum. zaten geçenlerde tanıştığımız bina öldü benim için, sonra ilk öpüştüğümüz yeri yıktılar, toki bina yapacakmış. anılarımızın olduğu cd çizildi mesela, her şey karıncalı karıncalı. yani öyle özlemden yedi yirmi dört kahrolduğum günleri atlattım arda, ikimize de geçmiş olsun. kendimizi her şeye hazırlayalım, metanetli olalım diyorum.


yeni bir başlangıç yapıyorum, senden başkası nasıl sevilir bilmiyorum ama bir gün seveceğimi biliyorum. yeni bir dil öğreniyorum, örgüye başladım. ben sensiz de bir hayatım olduğunun farkına vardım. hiç gitmediğim bir ülkede tek başıma yürüyüşe çıkmış gibi hissediyorum, tedirginim ama hiç bu kadar özgür olmamıştım. seni gülümseyerek uğurluyorum.