her sabah uyanmak istemezdim 

beynim her gece uyanmamak istememi anlıyor olacak ki

uyumak için durmak istemezdi

bir devrim başlattım bir gece kalbimde

bütün devrimcilerin bir yumruk olduğu

ve sadece bir yumruk olarak devrimin gerçekleşmeyeceğini bilen devrimcilerle

kara kaşımın kavgada patlamış yarığından akan kan ile 

toprağa düşen yağmur damlalarının karıştığı vakit 

patlayan bombalarla karıştırdım düşüncelerimi

kumharhanelerden çıkan insanların inancıyla yoğurdum

dünya dönmeye devam ederken 

asılsız haberlerle kandırdım karşımda duran insanları 

gazeteci çocuk elinde gazetesiyle ‘yazıyor’ diye bağırarak gelecek diye korktum 

ve işte 

korkuyordum 

devrim gerçekleşecek ve devrimle bir hikmetim kalmayacak diye

çöpçülerin her gece temizlediği sokakların 

kirlenişini seyrederek 

gülümsemeye başladım

bir dükkanın önüne tezgah atmış kedinin doyumsuzluğunu tadarak

kendimi aşağıladım

bağırdım, sustum, ağladım 

ve sonunda tıkandım

kendimi kaldırıp kafamı göğün katlarını sayarken bulunca 

attığım adımların acımasız bir hükümdarın hükümlerine bağlı birkaç 

yer değiştirmeden farklı bir şey yaratmadığını

sebepsiz ağrıyan midemin çıkardığı inlemenin sebebini

idam emriyle kabarmış ruhumun sessiz konuşmasından başka bir şey olmadığını düşünerek 

zihnimin içindeki saman tanelerini rüzgara bıraktım

pas tutmuş kulaklarımın soluksuz çınlamasını 

içten içe anlamlandırma çabamla 

sevdim 

ve biliyordum seviyorsam vardır bende bir hinlik

dökülen saç tellerimin sayısını toplamaya başladım

bir gün duracağımı bilmemin verdiği şevhetle

her saçıma bir sigaranın dumanını adadım

bilirdim

ben var oldukça dönecek bu dünya 

ve 

bilirdim 

ben dönünce var olacak bu dünya