saat sabah beşe çeyrek kala
yeni günün doğmasını beklerken
aklımdan geçen hiçbir şey yok
kalbimde hissettiğim hiçbir şey yok
saniyelerin arasındaki zamanı düşünürken
zaman yine geçiyor beklemeden
hep geçiyor düşünmeden
bir dakika dursa
bir dakikalığına dursa her şey de diyorum
yok olsam o bir dakikada
saniyelerin sessizliğini dinleyerek
ölüp gitsem diye bekliyorum
hiç sebebim yokmuş
neyi varmış çabalamanın
neyi varmış sevmenin
hayata tutunmanın
kahvaltı etmenin neyi varmış
herkes epikürosçuluk oynarken
gözlerimizin arasında biterken olup her şey
geceleri bekliyorum, sonra gündüzleri
beklediğimle kalıyorum
olan hiçbir şey de olmuyor
yaşanan hiçbir şey de yaşanmıyor en sonunda
herkes unutup gidiyor
yaşıyorlar
öylece.