3 Ocak 2025,
Tarih atarak başlamak çok da lüzumlu olan bir şey değil, sonuçta elektronik ortam bugünü benim için, senin için kaydediyor olacak.
Bu açıklamamdan sonra 'Merhaba' diyor ve halini hatırını sormaya koyuluyorum. Sahiden nasılsın? Bu soruyu önceleri değer verdiğim birine sorardım, o da bana sorardı ama tüm değer görenler gibi tasını tarağını toplayıp hayatımdan çekildi, üstelik 'neden?' bile demeden.
Özlemlerin yazarı olarak bu duruma içerlemeyi beklerdim kendimden, evvelden gidenleri düşünüyorum da ardından 7 yıl geçmişlere bile gözyaşı dökmüşlüğüm var, hala daha unutmamak için direniyorum onları fakat bu kez durum beni içten içe gülümsetiyor ve hatta bana şu ayeti hatırlatıyor, hayır bildiklerinizde şer; şer bildiklerinizde hayır vardır.
Yıllardır diyor içimden bir ses, yıllardır yapman gerekirdi, sırf ruhuna iyi gelen yönleri var diye ruhunu inciten tarafına kulak asmadın. Kötü sözler söylemeye bile değer görmemek beni de şaşırtıyor, yıllardır dualarımda tuttuğum ismi özenle çıkarmam ve içimin bu denli huzurlu olması nasıl bir arkadaşlığın içinde olduğumu gösteriyor bana.
En çok da sözleriyle kırıp geçtiği halde kendimi hatalı görüp resmen yalvardığım zamana acıyorum, keşke o gün hayatımdan çekip gitseydi, ben onu yaralı olduğu zaman bırakamadım ve hatta kendi yaramı hor gördüm fakat şimdi beni bıraktığı zamana bakıyorum da sarılacak onlarca yaram varken aramıza ördüğüm görünmez duvarı bir kez bile kırmaya çalışmadı, kırmaya çalışmayı geçtim o duvarı neden ördüğümü sormadı bile. Tam da seneler evvel yaptığı gibi, ne acı ki değiştiğini sanıp zalim tarafından tek bir şey kaybetmemiş. Bana bolca vicdandan ve bolca merhametten bahsederdi, ona kalsa ben masumların ölmesine gönlü razı olan bir kalpsizdim, ne yazık!
Seni sordum, kendimi anlattım. 10 yıllık dostluğumun özeti de denebilir. Üzüm üzüme baka baka kararıyor diye denmemiş boşuna.