“Sevgi simyadır.” demiş Osho. Aslında sevginin insanı dönüştürüp geliştiren, seven kişiyi başka bir noktaya götüren bir tarafı var.
Bizler farkında olmasak da sevdiğimiz insanlara dönüşmeye başlıyoruz. Örneğin en çok hayran olduğum ve sevgi duyduğum insanlardan biri çok kitap okuyan biri olduğu için ben de ona yaklaşmak, onun gibi olmak amacıyla daha çok kitap ve şiir okumaya çalışıyorum. Birini sevdiğimizde ona dönüşmek için içimizde büyük bir arzu duyuyoruz.
Bir yerde okuduğuma göre beynimizde sadece bir sevgi noktası varmış. Yani aslında bizler kelimelerle sevgiyi bölmeye çalışsak da sevgi biricik. Dolayısıyla âşık olduğumuzda da dönüşüyoruz. Hatta bana kalırsa aşk başka birine dönüşebilmek için mükemmel bir araç. Belki de aşk tekâmül yolundaki en güzel araç.
Kültürlü, bilgili ve bu yönleriyle bizden üstün birine âşık olursak ona erişebilmek arzusuyla daha çok okumak, daha çok izlemek, daha çok o olmak isteyeceğizdir. Hal böyle olunca biz de yavaş yavaş o insana evrileceğiz. Beni korkutan şey ise o insanın bilgisine erişmek ne kadar güç olursa olsun bunu başardığımızda ve o insana ulaştığımızda sevdiğimiz kişiye o hayranlığı besleyememek.
Âşık olduğumuzda o kişiye yaklaşmak için büyük bir istekle onun gibi olmaya başlıyoruz. Bu belki kulağa özgünlüğü ortadan kaldırıyor gibi geliyor ancak özgünlük kimseye benzememekse bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum. Bana kalırsa özgünlük herkesten ihtiyacımız olduğu kadar bilgi ve düşünceyi sentezleyerek kendimizi yaratmak. Sevdiğim insanlara dönüşmekten büyük bir keyif alıyorum ve bundan dolayı kötü hissetmiyorum.
Osho’nun da dediği gibi bizi daha yükseklere, doruklara çıkarabilecek bir şeyi sevelim. Bizim ötemizde bir şeyi sevelim.