Görmeseydi aslolanı
Yitirmeseydi gölge ışığı
Hüzün sularında
var olmak
çalmasaydı kapımızı
Yalnız gölge olmakla
adım yalnız ağızlarda
çimen nasıl yaslanır ışığa
kaybolmaz mı sevmekle
şimdi
hangi gök aralanır
hangi kervan kabul eder
hangi susmak taşır yükümüzü
hangi kapıya varsam
ardında kendi sesim
vakitsiz koparılan
seyriyle gelen güzün.
Gidenler...
mütemadiyen gidenler...
Bir çocuk yüzüdür bazen
Bir daha hiç görmeyeceğini bildiğimiz bir çift
kahverengi gözdür
Hoşça kal olacağı ta ezelden yazgılı merhabadır
Munis bir ikindiüstüdür, kış ortasında açan kiraz çiçeğidir
Mevsimsiz ve çıplak bir gün ortasıdır
Seyriyle geliyor her var olmak;
bahar gibi, çocukluğumun arka bahçesi gibi, şenlik yeri, hüzün yeri, en çok babam gibi.
yalnız bir gölge olmakla
adım yalnız ağızlarda