Gecenin bu saatlerinde
aklımda kelimesi olmayan düşüncelerin kilitlerinin zorlandığı bir sandık.
Öyle biçimsizler ki, hangi kelimeyi giyseler pot duruyor.
Gecenin bu saatlerinde ağzımda Âdem’den kalma bir şarabın tadı
Bana kendim kadar tanıdık.
Bu sessizlik kulaklarımı çınlatıyor.
Kafamda anlamlar yangın gibi heyecanlı
Dağarcığımdaki bütün sözler ceketini ilikliyor.
Bir gecede çağlar öncesine gidiyorum
Ateş yeni bulunuyor.
Sonra şimdiye dönüyorum tekrar bakıyorum
İçindeki ateşi harlamayan insan
Dışındakiyle ısınamıyor.