Şarap taslarımızı kadehlerle değiştirdik

İnce belli, kırmızı tenli cam kadehler

İran halısı diyorlar Suriye'den gelmiş

Yetmiş bakire kanıyla yıkanmış

Kırmızısı ondanmış

Allah'ımı Tanrı'mla değiştirdik

Ama Tanrı'm ne kadar popüler

Kırmızı halı üzerinde renksiz rugan ayakkabılar

Topuklular, kana batmış topuklular

Yalanır topuklar, medeniyet çıkmazı

Aman Tanrı'm halı, tablolar, müzik ve şarap ne güzel

Bak bu Rodin, bu Van Gogh, şu Picasso ve Guernica

Biz yapmadık, biz yapmıyoruz.

Yetmiş bakire kanı, değerli, başka örneği yok

Ayaklarımızın altında İran halısı

''Türk halısı da iyidir ya''

Yok efendim, Türk mü kaldı, halısı kalsın.

Bu odadaki kadınların dudakları rengarenk

Siyah, mor, pembe, kırmızı

Kırmızı ve medeniyet çıkmazı ve lolipop şeker

Masumdu şeker.

Geçen gazetede adamın biri, bir haber okumuş diyorlar

Askerler kırmış kapısını evin, girmişler içeri dokuz kişi

Yerde İran halısı, olay yeri Suriye, askerler bilinmiyor



Çocukların en büyüğü dokuz yaşında

Babaları az önce ölmüş, anneleri şaşkın

Duvar dibine gerek yok, evin reisi dokuz yaşında

Toplatmışlar halının üzerine, beyazmış halı

Vallahi billahi kar gibi beyazmış halı

Çocuklar esmer, askerler bilinmiyor

Silahları doğrultulmuş, kulak zarları patlamış

Sonrası sanatsal bir görüntü

Esmer çocuğun yüreğinden akmaya başlamış

Kırmızı dereler, beyaz, karlı dağlar üzerinden.

Beyazdan pembeye, pembeden kırmızıya

Karnı doymuş, kutsal İran halısının.