güneş tatlı tatlı ısırdı yüzümüzü, biraz daha kalalım dedik ve saatler geçti. deniz sakin ve güzeldi, saçlarını savurdu, durdu, o dans etti, biz seyrettik… kıyıda yalın ayak koşan yaşlı teyzeye el ettik ve bağırdık, anlamsız
kelimeler döküldü ağzımızdan... sonra yürüdük, sokaklar birbirinin aynısı, evler yan yana hizalanmış… bir kadın durdu yanı başımızda, neye üzüldü o kadar, dert ettik bunu, bulduğumuz ilk banka oturduk, kediler sardı etrafımızı. uyumak için senin kucağını seçtiler. başını unuttuğum o şarkıyı mırıldandım ben, güzel dedin, sesimi bir kuşa benzettin. kuşları ne çok seviyorum. uzun süre hatırlayacağım bir gün oluyor dedim içimden, basit ama anlamlı. mavi bir kapı vardı, önünde fotoğraf
çektik gülüştük. arabayı sizin evin önüne çekip lafı uzattık, orada bir saat durmuşuz. ama konuştuk ve geçti ya hani.
bir sürü şeyden şikayet edip her şeyin güzel olacağına iknaydım yanından ayrılırken. işte bunu dünyalara değişmem…