...Güneştim hayatında bir bulut geldi önüme yok etti beni.
Gölgeydim belkide bir ışık gerekti önüne düşmem için...
Hayata gözlerine açan bir bebek gibiydi,insanoğlunun diğer insanlarla olan ilişkileri önce tanımaya çalışıyorduk yeni bir dünyaydı o kişiler sonra ışıltılı geliyordu o yenilikler gözlerimiz kamaşıyordu alışık olmadığımız bir hayata merhaba diyorduk sonuçta...
Alıştıkça seviyorduk her şey olması gerektiği gibi geliyordu sonra yenidoğan bebek, o büyümeye başlıyordu değişen kendiyle birlikte koca bir hayattı aslında,yürüyordu konuşuyordu eskiden çekindiği düştüğü emeklediği yollarda artık koşabiliyordu. Koşarken bebek olduğu el üstünde tutulduğu günleri hatırlayıp artık destek almadığını görüp sevinirken aslında içten içe o ilgiyi sevgiyi görmeyi de özlüyordu yerine başka bir şey de koyamıyordu o zamanların o hislerin ama artık büyümüş ve eskisi gibi olamayacaktı her yeni şeyi kıymetli ve özel yapacak olan kendiydi bunu hatırlamalı unutmamalıydı...
İşte ilişkilerde böyleydi her yeni insan bizim dünyaya yeni açtığımız gözlerimizdi tanıdıkça kimisi kalıyordu kimisi bıraktığımız bebeklikte kalan bir alışkanlığımız gibi gidiyordu.Sıkı sıkı bağlandığımız ailemiz ya da arkadaşlarımız hepsi birer dünyaydı gözlerimizi açıp içimizde yaşattığımız koskoca hayatlar...
Son kez baktığımızı bilemediğimiz için her günü fsrklı tatta yaşamamız gerektiğini hatırlamalıyız. O yüzden üzülmek yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez, Sadece bugünün gücünü tüketir...