Rengini düşlediğin tebessüm

Evvelden boyalı eskiyle

Yastığına doldurduğun pamuğa sar geçmişini

Üzerini örter yalnızlığın

Nasıl olsa yağacak yağmurlar, ıslatamaz kimsesizliği

Ağzında biriktirdiğin sözlerin tozunu alacak zaman

Dilinde eski bir geleceğin krokisi

Ama gelecek değil

Yalnızca bir haber kipi


Fazladan not almak için doldurduğun yazılı kağıdı gibi yaşamın

Şu kadar yıl yaşadım demek için geçirdiğin günler yani

Oysa yaşamak eksilen bir nefes

Balkondaki saksıya doldurduğun izmaritler gibi güzelliklere soğuk herkes


Ben epeydir bağ kurdum içinde kalan kahkahaya

Hüznünün gölgesine doğarsa gün

Kalbine dikili taşlar talihin suları altında kalacak

Ve insanın öfkesi bükemeyecek kalbimizi

Bir çivi gibi düzleyeceğiz acıyı

Bu acı

Patika misali vardıracak bizi

düşlediğimiz tebessümün ardında parlayan dişlere

Ve arasından sıyrılıp geçecek zaman

Son durağımız

Göz kapaklarımıza dolan toprak