Son zamanlarda vasiyetnamemi yazmaya çalışıyorum
Dostlarımdan, aşklarımdan, şarkılardan ve belediyelerden
Bu dünya adına bir şey rica edemiyorum
Beni adeta bir mancınığın içine oturtup da
Kalbine yollamışlar gibi sevgilim!
Bugün kaç tane mor martı daha
Vasiyetnamesine imza atmıştır?
Ucuz şaraplar gökyüzünde hüküm sürüyorken
Yıldızlar tortu misali şişenin dibine çöküyorlar
Kedilerin sütünü koydum-bulaşıkları yıkadım
Ve bir gün daha geride kalıyorken sandallara bindim sevgilim
Umutlarımın çamaşır iplerine asıldığı hafta-sonlarına rota çizdim
Aklının bir köşesine düştüğüm zamanlar
Yüreğim deniz gören sokaklar, ikinci-el kitaplar
Korkuyorum
Gün olur da beni anlarsanız diye
Beyefendiler Hanımefendiler!
Beni anlarsanız aklınıza veda edeceksiniz
Vedaların mayhoş tavrını sevmediğimden
Vasiyetnamemi yazmayı beceremiyorum
Tırpanlı meleğin ayak ritimlerine uymaktan değil
Ruhu delik deşik edilmiş insanlıktan
Bir ricalar topluluğunda bulunmaktan korkuyorum
İnsanlık olarak milletçe kalp masajına ihtiyacımız var!
Ülkelerce yüce bir el tarafından kalbimize dokunulması gerekli
Ben ki gözünden aşağıya sarkarken çakılmış
Bir kadavra ürünüyüm sevgilim.
Apolet omuzlu şehitlerin gurur tablosu yüzün
Tanrının ensemizden ipimizi çektiği yeryüzünde
Tek bağımsız eylemdir seni hayal etmek
Ve şimdilerde vasiyetnamemi yazmak için özgüven beklemekteyim
Gün gelir de bunu başarabilirsem
Bu bir veda sayılmaz sevgilim
Ne zaman şiire bulansa parmaklarım bilirim bunu
Sana aşık olmak tanrı gözünden proletarya
Çocuk işçi sınıfı dahi sayılabilirdim hatta
Bir akşamüstü denk gel bana tekrardan
Öyle bir akşamüstü denk gel ki
Sevgi emekçileri emeklilikte yaşa takılsın
Hele bir de öpüşürsek heyecandan-
1 Mayıslar adınla başlasın sevdiceğim!
Günün birinde bir sonbahar sabahında
Vasiyetnamemi yazmayı başarmış olursam üzülme
Senden, dostlarımdan, şarkılardan ve belediyelerden
Bir şey istemiyorum
Ucuz şaraplar ve pahalı günahların arasında
İsminle başlayan bir sandalda
Tanrı kucağına alabora olmayı diliyorum.