Tunca bakma vakti şimdi gölgenin ardından
Ay ışığı kızıl, tebessümün eksik farkında
Şimdi gidiyorsun, siyahınsa ıssız sokaklarda
En parlak yıldız doğmaz mı bir tutam karanlıkta?
Esaret altına alınmış bir akşam şafağında sonbaharım
Hançer kesilmiş, farkında değilsin attığın bakışların
Zincire bağlı bir tutsak yüreğime dokunuşların
Kalubeladan evvel en güzelisin yaratılışların
Fırtınada bir yelkenli çaresizliği midir çabalarım?
Alabora olmaya kabul, gözlerinse en derin girdabım
Bir ağacın üstünden uçabilmek belki tüm merakın
Belki de kaçmak istediğin tabiatında kızıl bir sonbaharım
İçtiğin bir acı kahve, siyah ama vazgeçemediğin
Çaresiz bir yakarış senden anlamanı beklediğim
Kilitli bir odayım ben, mahzende yerini hiç bilmediğin
Tren istasyonunda kaybolmuş bir çocuk, yüreğinde saklı tüm ümidim