Ölümdür bizi tek bekleyen dostum.
Yalnızlığın ve karanlık sokakların
Tablosusun
Ne zaman kendine sorarsan nerede olduğunu
İnsansındır, acizsindir, yabancısındır.
Dostların eninde sonunda
Sabahın ilk sisleri gibi dağılır
Cebinde para yok, karnın aç ve kalbin kırık
Nereye yalvarırsan cahili herkes acının
Aşksa sonu gözükmeyen arzularla kaplar
Aklın her mıntıkasını
Kaçtığını sandıkların hep önünde boğuk bir sisti
Yok yere tebessümlerle eriyip giderken.
Bugün biraz daha boşlukta ve sersemim
Yerim yurdum hiçlikle haşrolmuş
Sendin değil mi kabuslarımdaki asil ve şeytansı bilge
Bugünde tembelliğimin yavan yatağımdayım
Nasıl olsa nefret ekerler sana
Bilmessin anlamazsın hangi insana büründüğünü
Sevgini darağacında gördüğünde anlarsın
Her geçen zamanın bir yanılsama olduğunu
Biraz daha ilerlersin biraz daha karanlığın sırıtışına
İçinde korkunla cesaretinin cebelleşlemesine
Yoksun bir şeyler var peşinde
Arayıpta bulamadığın
Seni sen yapanın hayaletleştiği
Bir andasın.
Düşüncelerim her saniyeme kıyametmişcesine
Saatlerce zihnimde saklambaçtalar.
Nasıl olurda hazmeder insan?
Ölüm bile bu kadar şımarmazken.
Bizi alıp götüren diğer dünyamız.
Ve
Sustukça delirir
Konuştukça yabancılaşır gibi
Uyudukça kaybolur
Yitip giderken yaşları
Geriye unutulmaya yüz tutan taşıdığı
Anıları kalır insanın.