Güneşin aydınlatamayacağı, çiçeklerin kokmayacağı, kuşların cıvıldamayacağı, çocukların şen kahkahalar atmayacağı yerler de vardır. Yahut tüm bunlar hiçbir yerde olmaz da bizler olduğunu umarız. Soraya’nın hayatı da bir ummaktı işte.
İnsanların ne kadar canavarlaşabileceğini, gerçek bir hikayede görmek mi istiyorsunuz? Kafalarını kuma gömmüş biz onca insan arasında belden aşağısı gömülmüş bir kadının “ağlayacak değilim ya” lafının ardından kanına karışan gözyaşlarını dinlerken gözünüzü yummak dışında hiçbir şey yapayacağınız, dünyadan nefret edeceğiniz, aldığınız her nefesi sorgulayacağınız, her aklınıza geldiğiniz de bir kere daha yaşamaktan utanacağınız işte o film.
Lütfen tek göz yumduğumuz filmdeki Soraya’nın gözyaşları olsun. Gizli kapılar ardında binlerce kadının ruhunun taşlandığını unutmayın, hatırlayın ve hatırlatın.
Herhangi bir psikolojik kökenli hastalığınız varsa izlememenizi öneririm. Pek mümkün olmasa da iyi seyirler dilerim.